Binlerce yıldır birçok uygarlığa ve canlıya hayat vermiş
olan
Büyük Menderes Nehri'nin yolculuğuna hazır mısınız?
Bugün Aydın'ın pamuğunu, incirini, zeytinini, Denizli'nin
Pamukkale'sini, üzümünü, Uşak'ın halılarını
konuşabiliyorsak;
bunu Büyük Menderes'e borçluyuz.
Fakat tüm bu güzellikler, tehlike altında.
Çok geç olmadan, Büyük Menderes Havzası'ndaki dönüşümü
sağlamak,
su kaynaklarını daha akılcı kullanmak gerekiyor.
BÜYÜK MENDERES
Hiç bir nehrin yolculuğu nasıldır diye düşündünüz mü? Binlerce yıl boyunca yaptığı
yolculukta varlığıyla nelere can verir? Büyük Menderes için bunu biz söyleyelim:
Denizli’nin Işıklı, Aydın’ın Bafa Gölü’ne; tüm gücüyle oluşturduğu Büyük Menderes
Deltası’na can veriyor. Dünyanın başka hiçbir yerinde görülmeyen 30’un üzerinde
endemik bitki türüne, tepeli pelikana, sadece kendi havzasında yaşayabilen
bir dişli sazancık türüne ve Tavas kurbağasına can veriyor. Kentleri,
Dünya Kültür Mirası Pamukkale’yi besliyor. Pamuğa, incire can suyu oluyor; sanayiyi
ayakta tutuyor. Dahası bize, biz insanlara yaşam kaynağı oluyor.
Peki biz onun varlığını, sağlığını ne kadar gözetiyoruz?
Büyük Menderes suyu kullanım biçimlerimiz sebebiyle tehlike altında. Bize
sunduklarına karşılık onu korumak için gösterdiğimiz çaba bugüne dek yeterli olmadı
ve gücü günden güne tükeniyor. Varlığını sürdürmesine yardım etmek içinse önce
onu tanımak gerekiyor. Hazırsanız, gelin, Büyük Menderes’le tanışalım. Hızlı
yaşamlarımıza kısa bir mola verip, doğduğu yerden döküldüğü noktaya kadar nehrin
izini sürelim.
1- AFYON SUÇIKAN MEVKİİ
Yolculuğumuzun ilk durağı Afyon’un Dinar ilçesi. Büyük Menderes’in kaynağını oluşturan başlıca kollardan biri Suçıkan Mevkii’nde yer alan Suçıkan Çayı. İnsan etkisinden uzakta tertemiz kalmayı başarabilen Suçıkan Çayı’nın suları halen berrak akıyor.
2- KAKLIK MAĞARASI
Pamukkale travertenlerini derin bir mağaranın içinde hayal
edin. Karanlığın içinde bembeyaz parıldayan travertenler…
Kaklık Mağarası’ndayız; Büyük Menderes’i boylu boyunca
geçerken Denizli’nin Honaz ilçesindeki Kaklık kasabasında.
Bölge halkının Küçük Pamukkale dediği bu mağara, sarkıtları ve
dikitleriyle bize görsel bir şölen sunuyor. Dünyada sadece bu
alanda görülebilen bir dişli sazancık türüne bu mağaradaki doğal
havuzlar yaşam kaynağı oluyor. Bu türün dünya üzerindeki
varlığını sürdürebilmesi buradaki bu çok özel suya bağlı.
3- ÇÜRÜKSU ÇAYI
Yolculuğumuzun bir sonraki durağında yine Denizli ili sınırları içerisindeyiz. Burada Büyük Menderes’i besleyen ana kollardan biri olan Çürüksu Çayı’yla tanışıyoruz. Ne yazık ki Çürüksu Çayı, kentsel ve sanayi kaynaklı atık sulardan dolayı yoğun kirlilik baskısı altında. Bu noktada su kalitesi oldukça düşüyor, yer yer çok düşük su kalitesine kadar geriliyor. Özellikle tekstil boyahanelerinin aşırı sıcak atık suları, Çürüksu Çayı’nda ani sıcaklık değişimlerine neden oluyor, bu da sucul canlılar için hayati tehlike taşıyor. Denizli ekonomisinin can damarlarından biri olan tekstil sektörü ve dolayısıyla bölge ekonomisi risk altında.
4- İNCİRLİOVA
Yolculuğumuzun dördüncü durağında, İncirliova'dayız. Burada Jeotermal enerji santrallerinin yoğunluğu dikkati çekiyor. Türkiye’deki 48 jeotermal enerji santralinin 35’inin bulunduğu Büyük Menderes Havzası’nda jeotermal santraller birinci sınıf tarım arazilerinin içerisinde veya yakınında yer alıyor.
Jeotermal enerji, yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak kabul ediliyor. Ancak burada üretim süreci sonunda ortaya çıkan yoğun kimyasal içerikli akışkanlar akarsulara deşarj ediliyor; aralarında bor ve arsenik olan bu kimyasallar tarlaları sulayan sulara karışıyor; gıdamızın, doğa ve insan sağlığının üzerinde risk oluşturuyor.
5- SÖKE OVASI
Beşinci durağımız, Büyük Menderes’in 5000 yıl boyunca büyük emekle taşıdığı alüvyonlardan oluşan Söke Ovası. Burası Türkiye’nin önemli pamuk ekim alanlarından biri. Ne yazık ki Büyük Menderes’in yukarı havzadan taşıdığı kirliliğe bir de pamuk üretiminde kullanılan tarım kimyasallarının ve gübrelerin yarattığı kirlilik eklenince Söke Ovası’nda su kalitesi iyice düşüyor.
Söke Ovası’nda yaygın olarak salma sulama tekniği kullanılıyor ve bu tekniğin su kullanım verimi oldukça düşük. Kullanılan suyun büyük bir kısmı buharlaşmayla kaybediliyor ve tarımın ihtiyaç duyduğu suyun çok daha fazlası israf edilmiş oluyor. Salma sulama toprakta erozyona, tuzlanmaya ve daha fazla gübre ve tarım zehiri kullanımına sebep oluyor. Söke, iklim değişikliğine bağlı olarak yakın dönemde kuraklıktan etkilenecek bölgeler arasında; burada pamuk üretiminin sürdürülebilirliği ve pamukla geçinen hanelerin geleceği verimsiz su kullanımından ötürü risk altında.
6- BAFA GÖLÜ
Şimdiki durağımız, Beşparmak Dağları’nın eteğinde uzanan Bafa Gölü. Büyük Menderes Nehri'nin taşıdığı alüvyonlar, bir zamanlar Latmos Körfezi olan bu suyun denizle bağlantısını koparmış ve Bafa Gölü meydana gelmiş. Bu göl ve çevresi 325 bitki türünü barındırıyor; 261 kuş ,22 sürüngen ve 19 memeli hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Gölün önemli değerlerinden biri, kritik tehlikede olan Avrupa yılan balığı. Meksika Körfezi’nden Avrupa ve Akdeniz kıyılarına, buradan da Bafa Gölü’ne kadar gelen Avrupa yılan balığı göl çevresindeki halk için önemli bir gelir kaynağı. Burada beslenen flamingoların, tepeli pelikanın; yerel halkın geçim kaynağı olan yılan balığının geleceği Bafa Gölü’nün sağlığına bağlı. Bu göl için için en büyük tehdit ise tarım ve sanayi kaynaklı kirlilik.
7- MİLET ANTİK KENTİ
Yedinci durağımız olan Milet Antik Kenti, havzanın binlerce yıllık tarihini bize anımsatırcasına karşımızda. Geometrinin babası ve felsefenin kurucularından Thales’in M.Ö. 6. yüzyılda doğup büyüdüğü bu topraklar, onun her şeyin özü ve yapıtaşının su olduğuna dair kuramına da ilham olmuş. Bu kurama göre, su tüm canlı varlıkların yaşam kaynağı, cansızların ise şekillendiricisidir; bütün varlıkların kaynağı sudur. Büyük Menderes’in tarihte bıraktığı iz sadece Thales’in varoluşsal kuramında saklı değil. Parayı kullanan ilk uygarlık olan Likyalılar Büyük Menderes’i paralarının üzerine basarak onurlandırmış. Heredot’un uygarlıklar vadisi olarak adlandırdığı bu bölgeden nice uygarlık geçip gitse de bize bıraktıkları en büyük miras kuşkusuz Büyük Menderes’in kendisi. Ona iyi bakmalı, korumalı, kollamalı...
8- BÜYÜK MENDERES DELTASI
Büyük Menderes Nehri denize dökülürken, biz de yolculuğumuzun son
durağına geliyoruz. Büyük Menderes Deltası’ndayız. Masmavi lagünler ve
kuşlar karşılıyor bizi. Zengin bir biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapan bu
alan, küresel ölçekte tehdit altındaki türlerden olan Akdeniz foku, su
samuru ve Caretta caretta’ların uğrak yeri. Küresel ölçekte tehdit
altında olan tepeli pelikanın önemli üreme alanlarından biri yine burası.
Deltanın büyük bir bölümü tuzcul çayırlarla kaplı; bunlar karbon tutma
özellikleriyle iklim değişikliğine karşı ekosistemleri dirençli kılıyor.
Delta çevresinde halkın büyük bölümü geçimini tarım ve geleneksel
dalyan balıkçılığıyla sağlıyor. Tepeli pelikanın, dalyan balıkçılığının,
bölgedeki pamuk çiftçisinin geleceği, deltanın ekosistemlerinin sağlıklı bir
şekilde devam etmesine bağlı.
SEN DE BU YOLCULUĞA EŞLİK ET, İZLE VE İZLET
Büyük Menderes Nehri'nin macerasına eşlik ederek Suyun Yolculuğu'nu tamamladınız ve Su Koruyucusu oldunuz! Hemen formumuzu doldurarak Büyük Menderes Nehri'ni
ve tüm doğal su kaynaklarımızı eski temiz günlerine kavuşturmak için destek verebilirsiniz.
Çünkü su biterse, herkes susar.
Daha fazla kişinin suyun zorlu yolculuğunu deneyimlemesi ve
Su Koruyucusu olabilmesi için tıklayın, paylaşın.
FACEBOOK'TA PAYLAŞ
TWİTTER'DA PAYLAŞ
WHATSAPP'TA PAYLAŞ
SEN DE BU YOLCULUĞA EŞLİK ET, İZLE ve İZLET